Kürsü
İran’ın “ADALET” duygusu ve hapishanelerinde işkence gören Türkler
islam; adalet demektir. İran’ın; Türklere yönelik uygulamalarındaki denge ayrımı, Türklerin tarihi yerleşim yerlerini, tarihi abidelerini yok eden uygulamaları, bu adalet duygusunun olmadığını, her geçen gün daha net göstermektedir. İran’daki Türklerin doğal anadil hakkını tanımayan, bunu isteyenlere zindanı reva gören İran, Ortadoğu’nun “KURTARICISI” imiş, sizce de öyle mi?
Ä°ran Devleti’nin, Ä°ran’da yaÅŸayan Türklere yönelik, daha doÄŸrusu kendi dillerinde okul isteyenlere ve milli hassasiyetlerine karşı Ä°ran Devleti’nden verdiÄŸi sözleri tutmasını isteyen gruba yönelik tutumu giderek daha da sertleÅŸmektedir.
Ruhani’nin hâkimiyete geliÅŸiyle, birazcık olsa da insanlarda Türklerin doÄŸal ana dili konusundaki taleplerine bakış açısının deÄŸiÅŸeceÄŸine ümitler yeÅŸermiÅŸti. Ruhani’nin reform içerikli cümleleri ve özellikle Türklere yönelik hak ve hukuk tanımına yeniden bakılacağını ihtiva eden sözleri var idi. Ana dilinde okul, üniversite hakkı, Ä°ran’da nüfus çoÄŸunluÄŸu olan bir halkın en doÄŸal haklarından biridir elbette. Ä°ran’daki Türk nüfusu, hatırı sayılır içeriktedir. Elbette oradaki Türklerin siyasi bakışları da, tek renkli deÄŸildir haliyle.
Hatta Ä°ran’daki Türklerin ticari alanda bayağı baÅŸarılı olduÄŸu gerçeÄŸi de mevcuttur. Ayrıca Ä°ran devlet geleneÄŸi içerisinde, Türk kökenli kiÅŸilerin olması gerçeÄŸi de söz konusudur. Ä°ran Devleti’nin özel ve gaddar tepkisi, Ä°ran’da ana dili milli hak ve özgürlükler isteyen Türk grubunadır. Tebriz merkezli insan potansiyelinin, kendi milli haklarına bakış açısı nettir. Bunu, Tebriz sokaklarında yürürken konuÅŸulan sadece bir dilin, Türk dilinin mevcudiyetinden anlamaktayız. Lakin hepsinin siyasi görüşünün aynı olduÄŸunu söylemek mümkün deÄŸildir. Kaderini, Ä°ran Devleti’nin çatısı altında görmek isteyen ve ayrılma gibi bir duygudan çok uzak Türk nüfusu da hatırı sayılır ölçüdedir. Lakin kendi ana dilinde okuma yazma talebi, yaygın ve Türklerin tamamı tarafından benimsenmiÅŸ bir istektir.
Åžu anda Ä°ran hapishanelerinde, ciddi sayıda siyasi görüşlerine göre tutuklanan Türkler vardır. Bunlar özellikle Azerbaycan ve Türkiye’ye baÄŸlı ve buralardan destek gözleyen gruptur. Ä°ran’daki; bu basit insan haklarını yok sayan taleplere uygulanan zorlamalar, tazyikler ve iÅŸkenceler, kimsenin gündemine gelmemekte maalesef! Bazen BirleÅŸmiÅŸ Milletlere gönderilen bir kaç rapor söz konusu oluyor. Onun dışında Batı’daki insan, hak ve özgürlüklerini kendine bayrak yapan kurumlar, bu gerçekleri görmezden gelmeye devam etmekte. Batılı kuruluÅŸlar ikide bir Türkiye’de hak ve özgürlüklerden konuÅŸurken, bir cümle ile bile Ä°ran’daki insan haklarına yer ayırmamaları manidardır elbette!
Günlerdir Tebriz’de hapishanede tutulan Resul Rezevi, Murtuza Muradpur açlık grevinde. Resul Rezevi 21. gününde, Murtuza Muradpur 43. gününde. Ä°ran Devleti, bu iki Türk aktivisti Kereç zindanında tutuyor. Murtuza Muradpur’un, tanınmaz hale gelene kadar dövüldüğü iddiası söz konusudur. KardeÅŸi ile görüşme ısrarlarına raÄŸmen, bu mümkün olamamış. Peki bu iki arkadaÅŸ neden hapiste tutulurlar? Biri, her ramazanın son Cuma’sı Ä°ran Devleti’nin geleneksel gerçekleÅŸtirdiÄŸi KUDÃœS yürüyüşüne katılarak “UYGUR TÃœRKLERÄ°NE DESTEK OL Ä°RAN” pankartı açtığı için tutuklanmış. DiÄŸeri ise, ana dilinde okul talebi ve Ä°ran televizyonunda Türkleri aÅŸağılayan gösteri nedeniyle itiraz yürüyüşüne katıldığı için bugün zindanda!
Bunları yazdığımızda, İran hep kızıyor bize ama Ortadoğu coğrafyasında uyguladığı bölücü politikaların yanı sıra kendi vatandaşlarının basit ve doğal taleplerine kulak vermesi, daha insancıl olmaz mıydı?
Siyasi içerikli mahkemelerin tümünde, adaletsizlik nedeniyle itirazlar söz konusudur. Neden, İran bu itirazlara kulak vermekten kaçınmakta?
Ruhani, iktidara geldiÄŸinde verdiÄŸi sözlerin hiçbirini tutmadı. Belki ileride olur, onu bilemem ama geldiÄŸimiz bugün ki noktada, maalesef Türklerin ana dilinde okuma taleplerine kulak verilmemekte ve bunu dinmeden dile getirenlerin yeri hapishane olarak belirlenmekte! Böyle bir ortamda, STK’lar ve insan hakları kurumlarının, özellikle Türkiye bazlı teÅŸkilatların, bu konulara kulak vermesi gerekmektedir. Azerbaycan’dan çıkan destek sesleri yeterli deÄŸil veya Azerbaycan daha fazlasını yapamamakta. Medyanın buna yer ayırması, bu konuyu zinde tutması, oradaki haksızlığa uÄŸrayan kardeÅŸlerimizin en fazla istediÄŸi ÅŸeydir. Ä°ran’daki Türklerin sesine kulak verilmesi lazım! Ä°ran bir Ä°slam devletidir, kendi tanımına göre! Ä°slam; adalet demektir. Ä°ran’ın; Türklere yönelik uygulamalarındaki denge ayrımı, Türklerin tarihi yerleÅŸim yerlerini, tarihi abidelerini yok eden uygulamaları, bu adalet duygusunun olmadığını, her geçen gün daha net göstermektedir. Ä°ran’daki Türklerin doÄŸal anadil hakkını tanımayan, bunu isteyenlere zindanı reva gören Ä°ran, OrtadoÄŸu’nun “KURTARICISI” imiÅŸ, sizce de öyle mi?
Henüz yorum yapılmamış.